Ben bu başlığı atmayı düşünüp bir yazı yazmayı düşünüyordum, muğla daki elim cinayet meydana geldi. istanbul sözleşmesi bu cinayeti önlemeye yarayacak bir olgu değil. o elim cinayetteki çarpık ilişkileri de topluma meşru göstermeye çalışan zihniyete de karşıyım. meraklısı girsin baksın nasıl bir olaymış internet ten. kadının beyanı esastır bir saçmalıktır, pozitif ayrıcılık bile değil bir iftiracılıktır. kimsenin beyanı esas olamaz. türk aile yapısını istanbul sözleşmesinin zedelediği konusunda ben de hem fikirim. ayrıca öbür boyu nafaka, erkeği yolunacak kaz gören zihniyete de karşıyım. mhp seçim öncesi bunun düzenleneceğini söylemişti tık yok. cumhurbaşkanı erdoğan a ve cumhur ittifakına istanbul sözleşmesinden çıkılması konusunda büyük iş düşüyor bence. çünkü bu konu muhalefetin elinde istismara açık. muhalefet bu konuyu çözemez.
Bu dönem açıköğretimde okuduğum bölümde kadın erkek davranışlarını inceleyen bir ders vardı. kadınların ve erkeklerin olaylara yaklaşımı tamamen farklı kendi doğaları gereği. haklar anlamında eşitlik tabiiki olacak ve ruhen farklı iki cins, haliyle olaylara bakış açıları farklı bunu kabul etmemek doğaya karşı çıkmak olur. Ben fikrimde kararlıyım kimsenin beyanı esas olamaz. insanın olduğu her yerde pislik, rezillik, iftira oluyor, kadınlara bir ayrıcalık verme anlamı taşımaz bu ki beyanı esas olsun.
Açıkçası ben insanlardan çok hayvan haklarıyla daha çok ilgiliyim, hayvanlar savaşmaz, iftira atmaz, sadece doğası gereği avlanır, ziyan etmez, pislik rezillik yapmaz. Doğanın bütün rezilliği insana özgüdür, geçen haber globalde bir uzman diyordu ki, 1800 lerde avrupa da kadınların kurduğu felsefe kulüpleri, düşünce kulüpleri vardı, türk kadınlarında bu yok, olmadı. ikinci dünya savaşında batılı kadınlar haklarını söke söke aldı, bir çok erkeğin savaşta ölmesi sonucu, çabalamadan alınan haklar bizde hep daha fazlası daha fazlası şımarıklığına doğru gidiyor.
Zihniyet olarak batıyla aramızda 100 yıl var zaten, yurtdışına çıkanlar görür. Türk kadının da zihniyet olarak kendini geliştirmesi gerekiyor bence..
Şimdi bu yazıyı okuyanlardan şöyle bir ses duyar gibiyim, onur nooldu çark mı ettin, taraf mı değiştirdin. be güzel kardeşim hukukun tarafı mı olur, avukatların tarafı olur, hukukun tarafı eşitlikten yana olur. kadının beyanı esastır, hukukun tarafsızlığına aykırı yüzde yüz. bununla ilgili milligazete de çok güzel bir köşe yazısı kaleme alınmış. istanbul büyükşehir belediyesinde çalışan başı açık bayanlarla başı kapalı bayanlar arasında ağız tartışması çıkmış başörtüsü üzerinden, şimdi milli gazete yazarı diyor ki, iki taraf da kadın, hangi kadının beyanı esas alınacak. işte gerçekten kadının beyanı esastır demek yeri gelir erkek düşmanlığına, iftiraya sebep olur, böyle saçmalık olmaz. ben yazıyı bitirirken yine başa dönüyor ve cumhur ittifakının, özellikle cumhurbaşkanı erdoğan ın bu konuya el atarak istanbul sözleşmesinin yürürlükten kaldırılmasını ya da revize edilmesini sağlayacağını ummaktayım…
http://chng.it/QvcQQwBDzY – sözleşmeye hayır demek için kampanyayı imzalayın…
Chp nin bu konuyu istimar edeceğini söylemiştim. nitekim kılıçdaroğlu nun yeniden başkan geçildiği genel kurulda, bir chp li kadın kürsüden bu konuyu istismar ediyordu, dinledim… Daha sonra kılıçdaroğlu iktidara yürüyoruz, ileri demokrasi gibi bir konuşma yaptı. Haklı olarak İstanbul sözleşmesine karşı çıkanları hedef gösteren bir zihniyetle aynı kürsüden konuşma yapan biri önce kendi demokrasi anlayışını gözden geçirmelidir…
Kadına şiddete tabii ki hayır, ama istanbul sözleşmesi bu haliyle kutuplaştırmayı arttırır ve toplumsal uzlaşma ile barışı sağlayamaz…
Ben kadın düşmanı falan değilim, vahşi şiddet uygulayan ruh hastalarına tabii ki karşıyım, yanlış anlaşılmasın. Ama katıldığım canlı bir sunumda konuşmacı 100 kadından 5 i dahi olsa istanbul sözleşmesini suistimal edip erkeklere yalan beyanla uzaklaştırma kararı verildiğini söyledi. işte bu olmaz hukuk da hata olmaz, ne sözleşmesi ne kanunu olacaksa suistimale mahal vermemelidir, ben bunun yanlışlığına karşıyım…
saadet partisi başkanı temel karamollaoğlu istanbul sözleşmesinden sonra kadına şiddet olaylarında patlama var diyor, önce aileyi korumalıyız diyor, tamamen katılıyorum..
istanbulsözleşmesi
İstanbul sözleşmesine hayır !
23 Temmuz 2020
Havadan Sudan
İstanbul sözleşmesine hayır ! için yorumlar kapalı
onurkayikci
Ben bu başlığı atmayı düşünüp bir yazı yazmayı düşünüyordum, muğla daki elim cinayet meydana geldi. istanbul sözleşmesi bu cinayeti önlemeye yarayacak bir olgu değil. o elim cinayetteki çarpık ilişkileri de topluma meşru göstermeye çalışan zihniyete de karşıyım. meraklısı girsin baksın nasıl bir olaymış internet ten. kadının beyanı esastır bir saçmalıktır, pozitif ayrıcılık bile değil bir iftiracılıktır. kimsenin beyanı esas olamaz. türk aile yapısını istanbul sözleşmesinin zedelediği konusunda ben de hem fikirim. ayrıca öbür boyu nafaka, erkeği yolunacak kaz gören zihniyete de karşıyım. mhp seçim öncesi bunun düzenleneceğini söylemişti tık yok. cumhurbaşkanı erdoğan a ve cumhur ittifakına istanbul sözleşmesinden çıkılması konusunda büyük iş düşüyor bence. çünkü bu konu muhalefetin elinde istismara açık. muhalefet bu konuyu çözemez.
Bu dönem açıköğretimde okuduğum bölümde kadın erkek davranışlarını inceleyen bir ders vardı. kadınların ve erkeklerin olaylara yaklaşımı tamamen farklı kendi doğaları gereği. haklar anlamında eşitlik tabiiki olacak ve ruhen farklı iki cins, haliyle olaylara bakış açıları farklı bunu kabul etmemek doğaya karşı çıkmak olur. Ben fikrimde kararlıyım kimsenin beyanı esas olamaz. insanın olduğu her yerde pislik, rezillik, iftira oluyor, kadınlara bir ayrıcalık verme anlamı taşımaz bu ki beyanı esas olsun.
Açıkçası ben insanlardan çok hayvan haklarıyla daha çok ilgiliyim, hayvanlar savaşmaz, iftira atmaz, sadece doğası gereği avlanır, ziyan etmez, pislik rezillik yapmaz. Doğanın bütün rezilliği insana özgüdür, geçen haber globalde bir uzman diyordu ki, 1800 lerde avrupa da kadınların kurduğu felsefe kulüpleri, düşünce kulüpleri vardı, türk kadınlarında bu yok, olmadı. ikinci dünya savaşında batılı kadınlar haklarını söke söke aldı, bir çok erkeğin savaşta ölmesi sonucu, çabalamadan alınan haklar bizde hep daha fazlası daha fazlası şımarıklığına doğru gidiyor.
Zihniyet olarak batıyla aramızda 100 yıl var zaten, yurtdışına çıkanlar görür. Türk kadının da zihniyet olarak kendini geliştirmesi gerekiyor bence..
Şimdi bu yazıyı okuyanlardan şöyle bir ses duyar gibiyim, onur nooldu çark mı ettin, taraf mı değiştirdin. be güzel kardeşim hukukun tarafı mı olur, avukatların tarafı olur, hukukun tarafı eşitlikten yana olur. kadının beyanı esastır, hukukun tarafsızlığına aykırı yüzde yüz. bununla ilgili milligazete de çok güzel bir köşe yazısı kaleme alınmış. istanbul büyükşehir belediyesinde çalışan başı açık bayanlarla başı kapalı bayanlar arasında ağız tartışması çıkmış başörtüsü üzerinden, şimdi milli gazete yazarı diyor ki, iki taraf da kadın, hangi kadının beyanı esas alınacak. işte gerçekten kadının beyanı esastır demek yeri gelir erkek düşmanlığına, iftiraya sebep olur, böyle saçmalık olmaz. ben yazıyı bitirirken yine başa dönüyor ve cumhur ittifakının, özellikle cumhurbaşkanı erdoğan ın bu konuya el atarak istanbul sözleşmesinin yürürlükten kaldırılmasını ya da revize edilmesini sağlayacağını ummaktayım…
http://chng.it/QvcQQwBDzY – sözleşmeye hayır demek için kampanyayı imzalayın…
Chp nin bu konuyu istimar edeceğini söylemiştim. nitekim kılıçdaroğlu nun yeniden başkan geçildiği genel kurulda, bir chp li kadın kürsüden bu konuyu istismar ediyordu, dinledim… Daha sonra kılıçdaroğlu iktidara yürüyoruz, ileri demokrasi gibi bir konuşma yaptı. Haklı olarak İstanbul sözleşmesine karşı çıkanları hedef gösteren bir zihniyetle aynı kürsüden konuşma yapan biri önce kendi demokrasi anlayışını gözden geçirmelidir…
Kadına şiddete tabii ki hayır, ama istanbul sözleşmesi bu haliyle kutuplaştırmayı arttırır ve toplumsal uzlaşma ile barışı sağlayamaz…
Ben kadın düşmanı falan değilim, vahşi şiddet uygulayan ruh hastalarına tabii ki karşıyım, yanlış anlaşılmasın. Ama katıldığım canlı bir sunumda konuşmacı 100 kadından 5 i dahi olsa istanbul sözleşmesini suistimal edip erkeklere yalan beyanla uzaklaştırma kararı verildiğini söyledi. işte bu olmaz hukuk da hata olmaz, ne sözleşmesi ne kanunu olacaksa suistimale mahal vermemelidir, ben bunun yanlışlığına karşıyım…
saadet partisi başkanı temel karamollaoğlu istanbul sözleşmesinden sonra kadına şiddet olaylarında patlama var diyor, önce aileyi korumalıyız diyor, tamamen katılıyorum..
istanbulsözleşmesi