Yeni başladım. Boşanma aşamasındaki bir kadınının hikayesi. ilk bir kaç bölümü okumuş durumdayım anlatım fena değil… devamını yazacağım…
Kitapta erkek boşanmak istiyor, kadın önce tamam hiç bir şey istemiyorum derken avukatın ve diğer kadınların doldurmasıyla nafaka dahil talepleri oluyor. Klasik erkeğin yanında kendini eşit görmeyen, konumlandıramayan türk kadını profili erkeği cezalandırma yolunu seçiyor. Ama erkek tınmıyor, boşanıyor, okuduğum yerde hatta daha genç birini buluyor. Böyle bir hikaye, boşanan kadın psikolojisini anlatıyor, zaten yazar kadın.
Kitabın sonunda kadın bar açıyor, olmasa da olur diyor başka ilişki yaşamıyor…
Yazara haksızlık etmeyeyim hikayeyi güzel anlatmış, kadınca bakış açısı var, kadınlara da haksızlık etmeyelim (kadınları genellemiyorum), herkesin illa bir ilişkisi olacak diye bir durum yok ama, kitapta kadın ben nafaka almayayım ama erkek ayda 10 bin lira nafaka olarak mor çatıya bağışlasın denmesi, hiç bir şeyi mazur göstermez, bu türk hukuk sisteminde boşanan kadınlar erkeklerin sırtına yük kalıyor, hayatlarından çıkmıyorlar, adamdan intikam aracına dönüyor bu iş. bu hikayede kadının bir daha evlenmemesi takdir edilecek alkışlanacak bir durum değil, evlense erkek nafakadan kurtulur, daha hayırlısı olur erkek için türk hukuk sistemine göre…
Bu arada kadının bar açması da bilmem ne ajansını satması vs de bu “hikayedeki doğu kafalı kadını tipini” batılı değerlere ulaştığını göstermez, çünkü hikayedeki kadın modelinin okumuş olması, iş sahibi olması, bar cart curt açması bir şey değiştirmiyor. demek istediğim şu ki bar açmak vs batılı zihniyete ulaşmak değil, kadın için özgürlük hiç değil, modernleşme bu değil, bunlar basit maddi değerler…. kitaptaki hikaye bana bunu gösteriyor… bu arada kitaptaki kadın profili üzüntüsünde, sevincinde her kutlamasında içki içen bir kadın profili, zaten sonunda da bar açıyor. aslında bu yazarın kendi kafasının içerisindeki modern (modern sandığı) kadın profilini hikaye yoluyla dayatmaya çalışması da bence aslında… bu da modernite kesinlikle değil, içki içmek kadını özgürleştirmez, marifet değil, hatta bir yerde sarhoşken kavga ediyorlar, yazar bunu ballandırarak anlatıyor.. jennifer lopez la yapılan röportajları okursanız ilerlemiş yaşına rağmen genç görünmesinin sebebinin hiç alkol kullanmaması, alkolün cildi mahvettiğini nasıl anlatıyor görürsünüz. yani kitapta yanlış yönlendirme var… kadının modernleşmesi alkol kullanması ve tek başına bar açması üzerine tasvir ediliyor… yazarla ilgili ufak bir araştırma yaptım, youtube da çektiği bir video da şimdi bir bira açarım gibi laflar ediyor, alkolle problemi var bence… içki firması sponsor sanki kendisine… bu kafa zannediyor ki erkekler rakı masasında yaşıyor, içki içerek erkekle olan eşitliğe ulaşırım, benim sosyal hayatım da var allaha şükür, içki de içmiyorum, anca içersem bir bardak… kendinde eksiklik arıyor anlayacağınız…
Yazanın anlatışı güzel. Kitap hikaye olarak okunur da, güzel yazılmış ama muhtelen yazarın iç dünyasının dışa yansıması olan kitaptaki kadın modeli geri kafalı (izah edecek başka kelime bulamıyorum)….
Kitaptan aklımda kalan sözler, shotları devirelim, nafaka benim hakkım (bu arada kitapta kadın iş güç sahibi, paraya ihtiyacı yok, ama yazarın iç dünyasından gelen arzuları erkeğe 10 bin lira nafaka ödetmeyi seçmiş, hiç araştırmadan yazmış tamamen cehalet, erkek de paraları boncuk olduğu için hemen kabul ediyor, muhtemelen birasından 2 yudum alırken o kafayla yazmış o satırları) . Yazarın youtube videosu da şöyle, çok yoruldum bir yorgunluk birası içeyim, kafa bu kafa…, youtube videolarında da görgüsüzlük zirve yapmış zaten, az sonra gym e gidicem, yeni uyandım cart curt, pööhhh…
Bu arada yazarın bakış açısıyla boşanan ve bir başka ilişki yaşamayan kadın cici kadın, iyi kadın. ama boşanan adam boşandıktan sonra 2 farklı ilişki yaşıyor, ilişki yaşadığı kadınlar kötü kadın. görüldüğü üzere yazar gibi bakış açısı olan kadınlar, kendileri diğer kadınlara düşmanlar ve onları sınıflandırıyorlar… Hatta şöyle denebilir, bir çok kadının nefret ettiği hatta istanbul sözleşmesine bile giren yabancı dillerde karşılığı bile olmayan namus kavramı üzerinden bir sınıflandırma yapılıyor… yazarın boşanan kadını boşanmasına rağmen ve adamın istememesine rağmen erkeğe askıntı olmaya ve hayatından çıkmamaya devam ediyor kitapta…
Kitap sosyal medya ağzıyla yazılmış, edebi değer sıfır (örnek shotları devirelim, nedir bu kardeşimmm)…
Aslında ben bu kişilerin bu kitapları kendi yazdığına da pek inanmıyorum, para kazanmak böyle kolay olmamalı….
Bu yazının bir kaç yerinde yazara haksızlık etmeyelim gibi şeyler yazdım, şimdi üşendim değiştirmeye dip not düşüyorum, haksızlık etmek değil, kitabının tüm nüshalarının toplatılıp yakılmasını insanlardan uzak tutulmasını diliyorum. çünkü ekşi sözlük te yerden yere vuruluyor. kadın bu gönderileri eleştiren bir youtube videosu çekmiş, eleştirenlere bir hakaret etmediği kalıyor. videoyu izledikten sonra, böyle bir insanın sosyal medya fenomeni gibi kendini sunma rezilliği, kitabını sattırmak için o kitap sitelerine yayın evinin muhtemelen parayla yazdırdığı yorumlarını da görünce iyice tiksindim kendisinden….
bu kitapla söyleyebileceğim yegane şey, o da ismi cuk oturmuş, böyle bir kitap olmasa da olur, böyle bir yazıcı da olmasa da olur.
aslıtkızmazkitapolmasadaoluryorum
Olmasa da Olur – Aslı T. Kızmaz
18 Eylül 2020
Kitap
Olmasa da Olur – Aslı T. Kızmaz için yorumlar kapalı
onurkayikci
Yeni başladım. Boşanma aşamasındaki bir kadınının hikayesi. ilk bir kaç bölümü okumuş durumdayım anlatım fena değil… devamını yazacağım…
Kitapta erkek boşanmak istiyor, kadın önce tamam hiç bir şey istemiyorum derken avukatın ve diğer kadınların doldurmasıyla nafaka dahil talepleri oluyor. Klasik erkeğin yanında kendini eşit görmeyen, konumlandıramayan türk kadını profili erkeği cezalandırma yolunu seçiyor. Ama erkek tınmıyor, boşanıyor, okuduğum yerde hatta daha genç birini buluyor. Böyle bir hikaye, boşanan kadın psikolojisini anlatıyor, zaten yazar kadın.
Kitabın sonunda kadın bar açıyor, olmasa da olur diyor başka ilişki yaşamıyor…
Yazara haksızlık etmeyeyim hikayeyi güzel anlatmış, kadınca bakış açısı var, kadınlara da haksızlık etmeyelim (kadınları genellemiyorum), herkesin illa bir ilişkisi olacak diye bir durum yok ama, kitapta kadın ben nafaka almayayım ama erkek ayda 10 bin lira nafaka olarak mor çatıya bağışlasın denmesi, hiç bir şeyi mazur göstermez, bu türk hukuk sisteminde boşanan kadınlar erkeklerin sırtına yük kalıyor, hayatlarından çıkmıyorlar, adamdan intikam aracına dönüyor bu iş. bu hikayede kadının bir daha evlenmemesi takdir edilecek alkışlanacak bir durum değil, evlense erkek nafakadan kurtulur, daha hayırlısı olur erkek için türk hukuk sistemine göre…
Bu arada kadının bar açması da bilmem ne ajansını satması vs de bu “hikayedeki doğu kafalı kadını tipini” batılı değerlere ulaştığını göstermez, çünkü hikayedeki kadın modelinin okumuş olması, iş sahibi olması, bar cart curt açması bir şey değiştirmiyor. demek istediğim şu ki bar açmak vs batılı zihniyete ulaşmak değil, kadın için özgürlük hiç değil, modernleşme bu değil, bunlar basit maddi değerler…. kitaptaki hikaye bana bunu gösteriyor… bu arada kitaptaki kadın profili üzüntüsünde, sevincinde her kutlamasında içki içen bir kadın profili, zaten sonunda da bar açıyor. aslında bu yazarın kendi kafasının içerisindeki modern (modern sandığı) kadın profilini hikaye yoluyla dayatmaya çalışması da bence aslında… bu da modernite kesinlikle değil, içki içmek kadını özgürleştirmez, marifet değil, hatta bir yerde sarhoşken kavga ediyorlar, yazar bunu ballandırarak anlatıyor.. jennifer lopez la yapılan röportajları okursanız ilerlemiş yaşına rağmen genç görünmesinin sebebinin hiç alkol kullanmaması, alkolün cildi mahvettiğini nasıl anlatıyor görürsünüz. yani kitapta yanlış yönlendirme var… kadının modernleşmesi alkol kullanması ve tek başına bar açması üzerine tasvir ediliyor… yazarla ilgili ufak bir araştırma yaptım, youtube da çektiği bir video da şimdi bir bira açarım gibi laflar ediyor, alkolle problemi var bence… içki firması sponsor sanki kendisine… bu kafa zannediyor ki erkekler rakı masasında yaşıyor, içki içerek erkekle olan eşitliğe ulaşırım, benim sosyal hayatım da var allaha şükür, içki de içmiyorum, anca içersem bir bardak… kendinde eksiklik arıyor anlayacağınız…
Yazanın anlatışı güzel. Kitap hikaye olarak okunur da, güzel yazılmış ama muhtelen yazarın iç dünyasının dışa yansıması olan kitaptaki kadın modeli geri kafalı (izah edecek başka kelime bulamıyorum)….
Kitaptan aklımda kalan sözler, shotları devirelim, nafaka benim hakkım (bu arada kitapta kadın iş güç sahibi, paraya ihtiyacı yok, ama yazarın iç dünyasından gelen arzuları erkeğe 10 bin lira nafaka ödetmeyi seçmiş, hiç araştırmadan yazmış tamamen cehalet, erkek de paraları boncuk olduğu için hemen kabul ediyor, muhtemelen birasından 2 yudum alırken o kafayla yazmış o satırları) . Yazarın youtube videosu da şöyle, çok yoruldum bir yorgunluk birası içeyim, kafa bu kafa…, youtube videolarında da görgüsüzlük zirve yapmış zaten, az sonra gym e gidicem, yeni uyandım cart curt, pööhhh…
Bu arada yazarın bakış açısıyla boşanan ve bir başka ilişki yaşamayan kadın cici kadın, iyi kadın. ama boşanan adam boşandıktan sonra 2 farklı ilişki yaşıyor, ilişki yaşadığı kadınlar kötü kadın. görüldüğü üzere yazar gibi bakış açısı olan kadınlar, kendileri diğer kadınlara düşmanlar ve onları sınıflandırıyorlar… Hatta şöyle denebilir, bir çok kadının nefret ettiği hatta istanbul sözleşmesine bile giren yabancı dillerde karşılığı bile olmayan namus kavramı üzerinden bir sınıflandırma yapılıyor… yazarın boşanan kadını boşanmasına rağmen ve adamın istememesine rağmen erkeğe askıntı olmaya ve hayatından çıkmamaya devam ediyor kitapta…
Kitap sosyal medya ağzıyla yazılmış, edebi değer sıfır (örnek shotları devirelim, nedir bu kardeşimmm)…
Aslında ben bu kişilerin bu kitapları kendi yazdığına da pek inanmıyorum, para kazanmak böyle kolay olmamalı….
Bu yazının bir kaç yerinde yazara haksızlık etmeyelim gibi şeyler yazdım, şimdi üşendim değiştirmeye dip not düşüyorum, haksızlık etmek değil, kitabının tüm nüshalarının toplatılıp yakılmasını insanlardan uzak tutulmasını diliyorum. çünkü ekşi sözlük te yerden yere vuruluyor. kadın bu gönderileri eleştiren bir youtube videosu çekmiş, eleştirenlere bir hakaret etmediği kalıyor. videoyu izledikten sonra, böyle bir insanın sosyal medya fenomeni gibi kendini sunma rezilliği, kitabını sattırmak için o kitap sitelerine yayın evinin muhtemelen parayla yazdırdığı yorumlarını da görünce iyice tiksindim kendisinden….
bu kitapla söyleyebileceğim yegane şey, o da ismi cuk oturmuş, böyle bir kitap olmasa da olur, böyle bir yazıcı da olmasa da olur.
aslıtkızmazkitapolmasadaoluryorum